8 Ocak 2014

Kadınlığın Kılla İmtihanı

Bazı zamanlar oturup düşündüğümde - yatarak, ayakta.. vs de düşünürüm - ki bu görmezden gelemeyeceğim kadar çok oluyor, Atilla Taş'ın mantığının hoşuma gittiğini fark ettim. Şuna benzer bir şey demişti, "adamlar CERN'de tanrı parçacığını buldu, bizim konuştuğumuz konulara bak." Aynı Atilla Taş'ın "Yiğit Bulut'un başbakan danışmanı olduğu ülkede ben müzik yapmışım çok mu?" özdeyişini göz önünde bulundurduğumda önceki cümle daha da güzel geliyor. Ve uzun zamandır aklıma gelip giden, gelip de kalan, bazen giden bazense gitmeyen o mevzuyu dile getirmeden edemiyorum:

KIL!

Kıl, bitkilerin kökleri ile yapraklarında bulunan ince-uzun yapılara ve hayvanların, özellikle de memelilerin bedenlerini kaplayan, kıl kesecikleri adı verilen hücrelerden çıkan tüylere verilen ortak ad.
(kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1l )

Aslında sadece tanımı kadar basit bir şey. Kıl yani, kirpik gibi ne bileyim tırnak gibi bir şey. Beni asıl rahatsız edense kadınlık olgusunun, dolayısıyla kadınlığımın kıl ile sınanması. Kadınlığın sınanmaya çalışıldığı o kadar şey arasında, toplumsal cinsiyet rolleri bu kadar hayatıma işlemişken ve ben bunları söküp atmaya çalışırken, aklıma kıl geliyor ne vakittir. Neden diye soruyorum. Neden? Ne anlamı var dudağın üstündeki kılın, koldakinin, bacaktakinin, oradakinin ve buradakinin? Yıllardır dayatılan güzellik algısının, kadınlık normlarının, estetik kavrayışlarının farkında olmak bu kadar zor mu? Ve bir kıldan iğrenmek bana o kadar anlamsız geliyor ki.. Atilla Taş aklıma gelmeden olmuyor. 2014 diyorum; maya takvimi bitti, bilinç düzeyi sıçradı, titreşim arttı ama hala kadınların uzuvlarındaki kıl, olmaması gereken bir şey olarak kaldı. Binlerce yıl kimsenin dert etmediği o kıl, şimdilerde varlığından utanılacak, toplumsal güzellik algısı yüzünden ortadan yok edilmesi gereken bir şey. Doğayla hiçbir ilgisi olmayan kılsız pürüzsüzlük, ortak fantezinin ön koşullarından biri haline geldi. Kolu kıllı kadınlar alay konusu oldu, yine kadınlar dudağının üstündeki kıl yüzünden 'erkek' diye yaftalandı. Ya vajina etrafındaki kıllara ne demeli? Ocaklardan ırak!

Mesele 3-5 kıl meselesi değil. Mesele, 3-5 kıl mevzusunun derinlerindeki kadınlık rolleri. 
Mesele, insanlara dayatılan güzellik anlayışı. 
Mesele, bunları sorgulamadan benimsememiz, sorgulasak dahi yaşam pratiğimize geçiremememiz. 
Mesele artık 3-5 kıldan fazlası. Bu sosyolojik bir meseledir ve bazıları "sosyolojiyi sizden öğrenecek değiliz" diyebilir, desinler alışığız.

Kıl utanılacak bir şey değildir, kıl varoluşun evrimsel bir parçasıdır.
Kıl kıldır, kadınsa kadın. Bu iki ayrı kavramın ayırdına varamamak ve o yönde söylemler üretmek düpedüz kendini bilmezliktir.
Aymazlık, bir kavramı iyi ya da kötü diye nitelendirmeye sebebiyet veriyorsa; o eylemde ya da eylemsizlikte 'olmamış' bir şeyler vardır.

Ayrıca son olarak:
Velev ki kıllıyız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder