20 Ocak 2011

özbüyücüsü

geçer bu yazılar
allah'a ettiğin tüm dualar
yanlışlıkla öptüğün tüm çocuklar
hepsi birer birer geçer
üzülme
hiç üzülme
herkes herkesi bir yerde unutur
insan sadece kendi ölümünü unutmaz

Hala bencilim. Hiçbir zaman doyurulamayacak duygusal bir açlığım var. Tüm bu duygudan yoksun tepkilerime karşılık, duygusal anlamda tavan yapmış davranışlar bekliyorum. Birilerini sevdiğimi birilerine göstermezken gösterilmemiş tüm sevgileri istiyorum. Evrimsel olarak hiçbir gelişme gösterememiş kıskançlığımdan nefret ediyorum. Bunu kendi içimde yaşayıp ruhumu kemirmesine izin verdiğim için kendimden de nefret ediyorum. Niçin gerektiği yerde gerektiği gibi hissedemiyorum?

kötü olan her şey kedinin evden kaçmasıyla başladı. yataklara yabancı adamlar doldu. bilirsiniz, anneler en çok bu zamanlarda anımsanır.

-bugünlerde anneniz aklınıza daha sık gelmeye başladıysa, önemli suçlar işliyorsunuz demektir. baba, bu sırada kasvetli bir yalandır; kilitleri çıkarılmış giz kutuları, ölü kız çocukları, kırılmış eller-

yataklara yabancı adamlar dolunca, evde keskin bir ihanet kokusu; küflenmiş peynir, duvarlarda adam izleri... kedinin ezayan yokluğu ve korkunç insanlık haberleri, masanın üzerindeki kitapları çoğalttılar.

-düşünün biraz, böyle olur hep. "o" gider ve çoğalır tek kişilik sinema biletleri, aklın anımsattığı arkadaşlar ve bilimsel yayınlar-

kadın, anlaşılmamış bir şaka gibi havada asılı. kadın hep en önemli yerini unuttuğu komik bir öyküyü arar. aslında öykü, bir tür terk edilmeyle başlar.

Birileri gidiyor ve ben öylece bakıyorum.

peçete koleksiyonu yaptığımızdan beri kadınız. oğlan çocuklarının yere çivi atarak oynadıkları oyunu öğrenmeye çalıştığımızdan beri de, daha çok. kanamanın ve sevişmenin bununla ilgisi olmadı hiç. "hayal dünyası"nda yaşadığımdan beri de, kafam karışık biraz. hiçbir kadının bütünlüklü bir öyküsü olamayacağını düşünüyorum durmadan. çünkü bütünü, bizlerde bir bütün oluşturmak için yola çıkanlar parçalara böldürler. sonra onlar da bölündü. öykülerimizi artık kuramıyoruz. hiçbirimizin serim, düğüm ve sonucu olamadı. kadınların, küçük, komik, acı öyküleri vardı. öyle ya, peçete koleksiyonu yapan bir cinsten ne beklenebilir ki? sizce kaç erkek biliyordur kadınların küçükken peçete koleksiyonu yaptığını?

Her zaman güzel hikayeleri olan birine ne anlatabilirsin ki? Devrik cümleli, sivilceli, tırnak arası kir dolu hikayeler... Her şey vajinayla alakalı. Bir vajinaya sahip olmanın ne demek olduğunu ancak bir vajinaya sahip olan biri anlar. Basit ama etkili bir mantık. Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda sırf vajinası olduğu için kalın kıllı bir kolla durdurulmuş birileri birbirlerini anlayabilir.
Zaten beyninin her kıvrımıyla bir erkek tarafından korunmayı reddedip, tek bir dokunuşla tam tersini hisseden canlıları kim anlamak ister ki?


Çünkü ben sevdim mi her şeyi ağlatmak isterim
en başta da anlamlı kelimeleri

5 Ocak 2011

İt olabilmek meselesi


Tüm ruhumla sokak köpeği olmak istiyorum. Tüm gün uyuklayıp, acıktığında çöp karıştırıp, vakti geldiğinde sikişen bir sokak köpeği.. Bir sokak köpeği olsaydım, tanrım kesinlikle bir çöp konteynırı olurdu. Köpek halim bile, şu anda yaşayan insanların büyük çoğunluğundan daha akıllı.

Etrafa boş boş bakan bir köpek. Ne ulaşılmaz bir şeysin!