Nemli dudaklarıyla beni öptüğü zaman, öptüğü yerden tüm vücuduma yayılan hafif bir titreme hissediyorum. Dudaklarının yumuşaklığının verdiği his tüylerimi diken diken ediyor.
Endorfinin kanımdan beynime gidişini hissedebiliyorum. Oraya ulaştığı anı...
Nemli dudaklarıyla beni öpüşünün fizyolojisini uzun uzun anlatabilirim. Öpüşünün bende uyandırdığı hisler hakkında yüzlerce benzetme yapabilirim.
Öyle güzel dudakları var ki, dudaklarına konan toz parçacıkları olmak istiyorum. Dudaklarına değen hava, dudaklarına değen soğuk ve sıcak hava, dudaklarına değen su, dudaklarına değen yemek ve dudaklarına değen şeylerden sonra onun dudakları olmak istiyorum.
Alt dudağı olarak güzelliğin en kutsal formu olarak varlığımı sürdürürken, üst dudağının alt dudağına değmesiyle tamamlanmak, tamamlanıp vücutlarımızın yönetim şeklini değiştirmek istiyorum.
Bana rüzgarmışım hissi veren dudak.
İdealar dünyasındaki o dudak...
Öyle güzel bir teni var ki dokunmaya, okşamaya, öpmeye doyamyıuorum en tok olduğum zamanlarda bile öpmek öpmek dokunmak istiyorum. Neresinden bahsedeceğimi bilemiyorum ayrı ayrı her yerine yazılır çünkü şiir. Gözleri mesela bazen bir çocugun saflığı, bazen bir kadının en kuveetli çekimi.. Dudakları mesela bir kartalın sert gagasından yavrularını doyurması gibi yumuşacık doyurur ruhumu...saçları mesela zeytin saçları, bazen burnumu içine sokup daldığım bazen uyutmak-uyumak için parmak uçlarımla dokunduğum saçları, saçlarımıız, her şeyim...
YanıtlaSil