Kadın haklarıyla uğraşıyoruz, eşcinsel haklarıyla, tutuklu haklarıyla, toplumsal cinsiyetle, savaş karşıtlığıyla, küresel ısınmayla, boktan eğitim sistemiyle, bir sürü bir sürü şeyle..
Bir masal içerisinde yaşayan ama bunu bilmeyen insanlar gibiyiz. Daha iyi bir yaşam için çabaladığımızı sanıyoruz. Öyle büyük boşluktayım ki..
Akıllıların karışmadığı deliler gibiyiz. Ordan oraya sürükleniyoruz. Merkez bankası, silah tüccarları, Rockefeller.. Kahretsin! Başkasının yazdığı masallardaki büyük işler yaptığını sanan önemsiz karakterler gibi. Dünyayı birileri istediği yönde döndürüyor, biz de burada kendimizi tatmin ediyoruz. Bu da bizim mastürbasyonumuz!
Ben ne yaparsam yapayım savaşların çıkacağını bilmek, boşluk..
İran'da bir kadının taşlanarak öldürülmesine karşı kamuoyu oluşturuyoruz, eşcinsel evlilikleri yasallaştırmak için kıçımızı yırtıyoruz, zorunlu din derslerinin kaldırılması için kıçımızı ikinci kez yırtıyoruz, bilmem ne şirketinin bilmem ne nehrine atıklarını atmaması için kıçımızı aynı yerden bilmem ne kez yırtıyoruz, oluyor da. Evet yapıyoruz! Yaptık, yapıyoruz. Ama herkes yapıyor. Uydurma bahanelerle savaşlar çıkıyor, dünyanın en büyük güçlerinden biri hala din, hala petrol. Vatan uğruna birbirimizi öldürüp bundan gurur duyuyoruz.
Birileri oturdukları yerden bize bakıp gülüyorlar: "Bırakalım oyalansınlar." diyorlar. "Onlar silahsızlanma için eylemler yapadursun, biz iki günde yeni bir savaş çıkarmak için çalışalım." Oyuncak ayılarla oyalanan bebekler gibi. Biz istediğimizi yapıyoruz, onlar da.
Evet uzun süreç, evet iki günde değişmez her şey, yavaş yavaş, daha çok insanla, örgütlenerek, işte tam ora, geliyorum bebeğim, ah oh.. 1 dakikada atom bombasıyla milyonların hayatını karartan insanlara karşı örgütleniyoruz (ellerimizde pankart). Değişen ne? Hiçbir şey! Onlar da örgütleniyor. Onlar da daha kötü bir yaşam için çalışıyor. Deri altı çipleriyle uydulardan izlenip, bilgisayarlardan kontrol edileceğiz ve hala broşür dağıtmakla meşgulüz.
Bu bir ütopya! Ütoplayalar ne zaman gerçek olur? Sanırım olması gerekeni slatytlardan anlatmayı bırakıp harekete geçeceğimiz o 'gerçek' anda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder