Ben çok güçsüz biriyim baba. Yıllarca kendimi kandırdım ve hep güçlü olduğuma inandım. Oysa yaptığım tek şey bir başkasının yanında değil, odamda yalnız başıma ağlamaktı. Fleksör sinerji çalışırken girdiğim ağlama krizleri bile zor gösterdi ezikliğimi. Eziğim, çünkü hep uygunsuz pozisyonlarda ağladım. Güçsüzlüğümü yorganın benden taraf sağ köşesine püskürttüm. Senin gibi başı dik, kaya gibi olacağım diye, bana şefkat gösteren her adama beynimi verdim, tüm duygularmı verdim üzüntüm hariç. Şimdiyse sahip olduğum tek şey, bir başkasının yanında ağlayamama yetisi.
Güçlü değilim ben! Gücün tanımını yap desen onu bile yapamam. Sen derim, allah derim, yunan heykelleri derim. Görüyor musun baba? Bir kere bile yanağımı sevmedin. O yüzden yanağıma dokunan tüm erkeklere aşık oluyorum, sonra senin öğrettiğin gücün yardımıyla her aşık oluştan bir fincan kahve içerek ayrılıyorum.
Ben artık yıkılmak istiyorum baba. Evimin olduğu sokağın ortasında nefesim kesik kesik ağlamak istiyorum. Ağlamaktan sırılsıklam olmuş burnumu elimin tersiyle silmek istiyorum. Kabullenemiyorum baba. Beni, senin sevdiğinden daha çok seven erkek olmadığı gerçeğini kabullenemiyorum. Her tarafından fışkıran bu sevgisizliğinin içinde bile, aralarında beni en çok sevenin sen olduğunu kabullenemiyorum.
Çok düşünüyorum, çok çok fazla düşünüyorum; sevilmemek için ne yaptım ben, herkes tarafından?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder