5 Ağustos 2010
iç çöküş
Bilmediğim yer, bilmediğim zaman, bilmediğim insanlar.. Öğrenmeye başlayınca hiç bitmeyecekmiş gibi. Sonu olmayan şeylerden korktuğum gibi korktum bundan da.
Nereye gidersem gideyim yanımda gelecek olan, ne kadar değiştirmeye çalışırsam çalışaym bir taraflardan hep aynı kalacak kimliğim.. Esnek olduğunu sandığım birçok sınırım aslında ne kadar katıymış. Ben kendimi nasıl da kandırıyormuşum. Doğup büyüdüğüm ülke nasıl da şekillendirmiş beni, ben farkında olmadan.
Oradaki insanlara o kadar imreniyorum ki.. Bu haksızlık.
Geri dönmek zorunda olduğum bir yer olmasaydı keşke. Fiilen zorunlu olduğum hiçkimse, hiçbir şey olmasaydı. Yaşadığım hayat benim olsaydı..
"Bizden" olmayan birinin elini tutmanın bu kadar heyecan vereceğini düşünmezdim. Yoksa herhangi birinin elini tutmaya mı ihtiyacım vardı?
Evrenin dramatik tüm şeylerini görmek, dinlemek, hissetmek istiyorum. Şu an derdimi kendi dilim dahil hiçbir dilde anlatamam, anlayamazlar. Kafamı kalbime dayayıp uyumak istiyorum.
Dokunmak isteyip dokunamadığım her şeyin toplamının adı, aşk.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder